Trabzon ilimiz tarih boyunca çok fazla medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bazı devletlerin başkentliğini de yapmış olup her zaman önemli bir şehir olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu Trabzon’a hakim olmadan önce bölgede Trabzon Rum İmparatorluğu bulunuyordu. 1461 tarihinde Osmanlı himayesine girdikten sonra şehrin çehresi de etnik yapısı da değişti. Ancak Trabzon fethedilmeden önce de Trabzon’da sadece Rumlar yaşamyıordu. Kommenos hanedanı zamanında Trabzon'da çok sayıda Kuman Türk'ü yerleşmişti.
Çepniler yerleşti
Osmanlı İmparatorluğu Trabzon'u fethettikten sonra, Türklerin en savaşçı boylarından olan Çepni'ler bölgeye yerleştirilmiştir. Sadece Çepniler de değil. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden birbiriyle sıkıntısı olan ailelerden bazıları, tıpkı balkanlara yerleştirilen Türkler gibi Trabzon bölgesine de yerleştirilmişti. Trabzon Türk hakimiyetine girdikten sonra zaten Türk olan Kumanlar ve Kıpçaklardan çoğu aile İslamiyet’e geçti.
Bu süreçlerin sonunda Trabzon'un nüfusu fethedildikten 100-150 yıl sonra hakim nüfus olarak Türklerin lehine değişti. Buraya şu bilgiyi de vermek gerekir. Trabzon Anadolu coğrafyasında İslamiyet’in en geç hakim olduğu vilayettir. Anadolu’nun çoğu Trabzon fethedildiğinde Osmanlı Hakimiyetinde olmasa da Anadolu Türk Beylikleri tarafından hakimiyetindeydi.
Rum ve Ermeni kalmadı
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra çıkan azınlık isyanları dan sonra Trabzon’da yaşayan Rum ve Ermeni nüfus gidince etnik çeşitlilik te kalmamış oldu.
Bugünün Trabzon’u için bir etnik yapı araştırması yapacak olursak, Trabzon'da Romeika konuşan 45 civarı köyü saymazsak tamamen Türklerden oluşan bir nüfus vardır. Bunun içine başka illerden çalışmak için gelenler eklenmemiştir.
Trabzon'lu Laz yoktur
Ancak Türkiye’de Trabzon denilince akla Lazların yaşadığı şehir gelmesi tamamen bilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Halbuki Trabzon’da hiç Lazca konuşan yerleşim yeri bulunmamaktadır. Özellikle Trabzon’un dışında yaşayan Trabzonlular da bu bilgisizlikten nasibini almıştır. Kendilerini hem Laz hem de Türk olarak gösterenlere rastlayabilirsiniz. Bu kişiler Lazları da Türklerin bir boyu olarak bilir. Lakin Lazlar tıpkı Farslar, Gürcüler ve diğer ırklar gibi ayrı bir dil konuşmaktadır ve bu dilin Türkçe ile uzaktan yakından alakası yoktur. Kendine Laz diyen Trabzonluların hiçbiri Lazca bilmemektedir.
Rumca konuşan 45 köy
Trabzon'da özellikle Çaykara ilçesi başta olmak üzere Tonya, Dernekpazarı ve Of ilçelerinde Romeika yani Antik Yunanca dilini konuşan 45 civarı köy vardır. Bu köylerin birçoğu da Rum dönmesi değildir. Eskiden Rumlarla birlikte yaşadıkları için Rumcayı öğrenmişlerdir. Ancak bazı ailelerin Rum olup müslümanlaştığı gerçeği de ortadadır.
Bunun yanı sıra Trabzon'da sadece Çepni boyuna mensup Türkler de yoktur. Çepniler Giresun sınırından başlayıp Trabzon merkeze gelene kadar salt çoğunluktur. Ancak Trabzon merkezden Rize sınırına kadar Kıpçak Türkleri Çepniler den daha fazla nüfusa sahiptir.
Alevi köyü de var.
Mezhepsel olarak ise 1 tane tamamı,1 tane yarısı olmak üzere iki tane Alevi köyü vardır. Bunun haricinde Alevi köyü yoktur. Sadece bazı köylerde aile olarak yaşamaktadırlar. Geri kalan tamamen Hanefi mezhebindendir.
Batıda durum az çok böyle, batıdaki Müslümanlaşmış Rum nüfus var ise de büyük oranda kaynaşmış ve kimliğini kaybetmiş gözüküyor tabii ki Tonya ve Maçkadaki Rumca ana dilli köyler hariç. Doğuda ise durum epey farklı. Yomradan itibaren kökence eskiden beri Türkçe yer adları azalıyor. Bu noktada yapılan araştırmalar İnternette de yer alıyor zaten, iskanla gönderilen sülaleler haricinde nüfus 16-17. yüzyıllarda özellikle Maraştan gönderilen hocalarla birlikte İslama geçmiş gözüküyor. Buna işaret eden noktalardan biri Araklı, Of gibi ilçelerdeki aşırı aşırı büyük sülalelerin hepsinin iskanla gönderilmiş olamayacağı. Çünkü İnternette yayınlanan araştırmalarda, yılına göre tahrir defterlerinde kaydedilmiş Müslüman nüfus oranı böyle bir artışı desteklemiyor. Yine de Maraşlı (Paçan), Baltacılı, Solaklı gibi yer adlarının da bulunması, nüfusun bir kısmının iskanla geldiğine delil. Kıpçak meselesine gelince... Büyük oranda Oğuz boyundan Türklerin Anadoluya göç ettiği aşikar. (...)
(...) İskan edilen sülalerin kurduğu köyler büyük oranda eskiden beri Türkçe ad taşıyor: Akçaabatta Helvacı, Kemaliye vb. örnek, mesela. Bunun haricinde Rumların yanına iskan edilen köyler de var; bu köylerde de çoğunlukla rastlanan köyün asıl adı hariç bayır, mahalle, yan yerleşim, tepe, yol adlarının kökenlerinin açıkça Türkçe olması.
Trabzonu etnik açıdan incelemek gerekirse -aslında 3 ancak- 2 bölgeye ayırmak gerekir: Merkezden batısı (Merkez dahil), Merkezden doğusu. Çepniler, Beşikdüzü ile Şalpazarında neredeyse nüfusun tamamını oluşturuyor; aşağı yukarı Tonyanın üçte ikisi de Şalpazarı kökenli Çepni. Vakfıkebirin Tonyada ve Beşikdüzüne sınır olan köylerinden yine Çepni olanlar var. Bunun haricinde Akçaabatta Darıcanın ilerisinden Çarşıbaşının yarısına kadar çoğunluğu eskiden Alevi olan, günümüzde ise birkaç köyünde Alevilik yaşayan (Güvenç Abdal Ocağı) Çepni köyleri var. Bunların haricinde Merkezden batıda (Merkez dahil) bir köydeki sülalelerin çoğunluğunu ya da az bir kısmını oluşturacak kadar Çepni göçleri de oldu. Batıda belirgin bir etnik tabaka da Anadoludan, Balkanlardan ya da Orta Doğudan getirilerek iskan edilen gruplar. Çok büyük bir çoğunluğu Türk ancak Macar, Arap gibi sülale lakapları gelinen coğrafya hariç etnik kökene de işaret ediyor olsa gerek. (...)