Resneli Niyazi bugün "Kahrolsun İstibdat yaşasın Hürriyet" diyenlerin bilmesi ve tanıması gereken kişiliktir. İttihatçı bir asker olan Resneli Niyazi aynı zamanda"Ne Şehit oldu ne gazi, pisi pisine gitti Niyazi" deyiminin türemesine sebep olan kişidir.
Resneli Niyazi Arnavut kökenli bir Osmanlı askeri idi. Aynı zamanda İttihatçıların önemli isimlerinden birisi ve ikinci Meşrutiyet'in ilan edilmesine yol açan ayaklanmanın lideri olmuştur.
Resneli Niyazi Manastır Askeri İdadisini teğmen olarak bitirmiştir. Buradaki eğitiminden sonra Yunanistan ile 1897'de ki savaşa katılmış ve başarı göstermiştir. Başarısından dolayı Üsteğmenlik rütbesi verilmiştir.
Balkanlarda isyan eden Sırp ve Bulgar çeteciler ile mücadele edilmesinde görev aldı. Burada da başarı gösterdi ve yüzbaşı rütbesine yükseldi. Aynı dönemde İttihat ve Terakki Cemiyetine katıldı ve önemli İttihatçıların arasında sayılmaya başlandı.
3 Temmuz 1908 yılında emrindeki askerler ile Makedonya dağlarına çıktı. Çıkma sebebi ise Makedonya'ya bağımsızlık verilmesini engellemekti. Aynı zamanda Meşrutiyet'in ilan edilmesi ile de çözülmenin durmasını sağlamaya çalışıyordu.
Meşrutiyet 24 Temmuz 1908'de ilan edildikten sonra Selanik'e gelen Resneli Niyazi Bey şehirde "Hürriyet kahramanı" olarak karşılandı. Dağda kaldığı sürede evcilleştirdiği geyik ise Hürriyet sembolü olarak görüldü. Hatta "Gazal-i Hürriyet" olarak tanındı.
31 Mart ayaklanmasında da Resneli Niyazi Bey vardı. Fedaileri ile birlikte Hareket Ordusuna katıldı. İsyan bastırıldığında ordudan ayrıldı ve memleketi olan Resne'ye döndü.
Resneli Niyazi Balkan savaşlarına da katıldı. Savaştan sonra İstanbul'a gelirken koruması tarafından öldürüldü. Arnavutluk'ta ki Avlonya limanında öldürülen Niyazi Bey'in mezarının da burada olduğu söylenir. Heykeli de buraya dikilmiştir.
Koruması tarafından öldürülmesi ve bu cinayetin aydınlanmaması "Ne şehittir ne de gazi, pisi pisine gitti Niyazi" deyiminin türemesine sebep olmuştur.