Başka Suriye olmak üzere Ortadoğu Coğrafyasında yaşayan ve sayıları 3 Milyonu bulan bir halk olan Dürzileri anlatıyoruz.
Dürziler Suriye'nin Güney kesiminde yaşayan bir topluluktur. İslamiyet ile Hritiyanlık arasında kalmış bir topluluktur. Dünya üzerinde 3 Milyona yakın dürzi yaşamaktadır.
KURUCUSU TÜRK
Dürzilik 11. Yüzyılda, Şii mezhebinin bir kolu olan İsmaililik içinden doğdu. Dürziliğin adı, Orta Asya kökenli din adamı Muhammed bin İsmail el-Derezi'den geliyor. Yani Durziliğin kurucusu Buhara'lı bir Türktür.
TANRI'NIN CİSİMLEŞTİRİLMİŞ HALİ
Muhammed bin İsmail el-Derezi Mısır'daki Fatımi Halifelerinden El-Hakim'i Tanrı'nın cisimleşmiş hali olarak görüyordu. Dürziler baskı görmeyi engellemek için yüzyıllar boyunca dinlerini, sır tutarak yaşadılar. Tanrı'nın cisimleşmiş hali olarak görülen El-Hakim, 1021'de gizemli bir şekilde ortadan kayboldu. Dürziler, onun kıyamet günü, evrensel adaleti sağlamak üzere yeniden ortaya çıkacağına inanıyor.
Dürzî inancının ana esaslarının çok az bir kısmı kamuya açıktır, inanç esaslarının çoğu herkesten saklanır. Bu biraz da uzun süre inançlarını saklamaları yüzünden gelişmiştir.
Dürzîler Tanrı'nın birliğine inanırlar, bu nedenle kendilerini Ehl el Tevhid (Tevhid ehli - birleştiriciler) olarak anmışlardır. Dürzîliği İslam'ın bâtınî akımları arasında sayanlara karşın, Dürzîliğin Sünni şeriatıyla olduğu kadar Şii-Bâtınî anlayışla da çatışan tarafları vardır.
Dürzî inancına göre Allah, Yedi İmam'dan sonra Fatımî halifesi Hâkim Biemrillah el-Mansur İbnil Aziz Billah'ta Hâkim Biemrihi adıyla insan kılığında görünmüştür. Halife'nin veziri Hamza ibn Ali de onun peygamberidir. Hâkim hem Allah hem de insandır. Ancak iki türlü görünüşü vardır: Lâhûtî (Allah) ve Nâsûtî (insan). Bu iki görünüş birbirine benzemez.
İNSAN AKLI KAVRAYAMAZ
Akılla anlaşılamayan Hâkim birçok defa insan şeklinde görünmüş, insanlar fitne fesada başlayınca gizlenmiştir. Yeniden ortaya çıktığında Dürzîleri mükâfatlandıracak, kendine inanmayanları da cezalandıracaktır.
Hâkim, hem Tanrı hem de insandır (Lâhut-Nâsut). Bu iki nitelik birbirinden ayrılmayacak ölçüde iç içe geçmiştir. Tanrı'nın tüm işleri anlamlı ve bilgecedir. İnsan aklı O’nu ve işlerini kavrayıp tanımlayamaz.
ALLAH İNSAN SURETİNDE DÜNYADA GEZMİŞ
Allah, yeryüzünde birçok kez insan biçiminde zuhur etmiştir; en son olarak ta kendisini Hâkim biçiminde göstermiştir. Kötülükler ve bozukluklar ortadan kalktığında gizlendiği yerden bir kez daha ortaya çıkacak, Dürzîleri ödüllendirip inançsızları cezalandıracaktır.
İBADETHANELERİ FARKLI
Çok garip inanç biçimi olan Dürzilerin daha hiç duymadığınız inançları da var ama bunları yazmak uzun sürer. Biraz da Tarihi olaylara Dürzilerin katılımını anlatalım.
Tarihi olaylardan önce Dürzilerin tapınaklarının da farklı olduğunu belirtelim. Dürzîlerin tapınaklarına halâvat adı verilir. Şeriat yolunu da Şiî-Bâtınî inanışını da reddederler.
Kendi aralarında din işlerini bilenler (ukkâl) ve bilmeyenler (cuhhâl) diye ikiye ayrılırlar. Kendi inanışlarına gerçek tevhid inanışı, kendilerine de muvahhid derler. Kurban ve Ramazan Bayramına benzeyen iki bayramları vardır.
Dürzîler, Haçlı Seferleri sırasında Anti-Lübnan Dağları'ndaki İsmailîler ile birleşerek İslam ordularına karşı Hıristiyanların yanında yer aldılar. Haçlı Seferlerinden sonra da bölgede varlıklarını sürdüren Dürzîler, Kaysîler ve Yemânîler diye iki kola ayrıldılar.
OSMANLI'YA SORUN ÇIKARMIŞLAR
Yemânîler, Mercidabık Savaşında (1516) Osmanlılar’ın, Kaysîler ise Memlukluların safında yer aldı. Daha sonraki yıllarda sık sık çıkardıkları ayaklanmalar ve kargaşalıklarla Osmanlı İmparatorluğu'ndaki sorunlu topluluklardan biri olma özelliklerini sürdürdüler.
Birinci Dünya Savaşı sırasında diğer Arap kabileleri gibi Osmanlılar’a karşı harekete geçtiler ve Fransız işgali sonucu (1918) Osmanlı yönetiminden ayrıldılar.
Dürzîler'in kutsal simgesi beş köşeli bir yıldızdır. Bu yıldızın her bir köşesi ayrı renkte olup, beş hududu ve onların niteliklerini temsil eder.
Yeşil: Gerçeğin anlaşılması ve kavranması için gerekli olan “Akıl” dır. Allah’ın iradesini temsil eder. Kırmızı: “Nefs”dir ve varlığın sınırlarını belirler. Akla yardımcıdır. Sarı: Gerçeğin en yalın ifadesi olan “Söz”dür. İlk ikisine yardımcı olmaktadır.
Mavi: “As-Sabik”tir. İradenin düşünsel gücünü temsil eder. Söz’e yardımcı olmak ve onu her türlü kötülükten koruyarak, evreni uyum ve düzen içinde tutmak üzere yaratılmıştır. Beyaz: “Al-Tali”dir. Mavi’nin gerçekleşmesi ve gücün maddeleşmesidir.
Dürzilerin hangi etnik kökenden geldiği konusu tartışmalıdır. Bir görüşe göre Dürzîlerin kökeni Hititler’e ya da Galatlar’a kadar geri götürülür.
Bazı araştırmacılar, eski İran kavimlerinden Persler’in ve Medler’in inançları olan Mazdekizm (Mazdekçilik) ile Dürzîlik arasındaki benzerlikleri kanıt sayarak, Dürzîlerin bu kavimlerin soyundan geldiklerini ileri sürerler.
Kimi etnograflar ise Dürzîlerin Asurlular tarafından sürgün edilmiş barbar bir kavmin devamı olduklarını savunurlar. Ancak Dürziler kendileri bu kavimlerin ve uygarlıkların soyundan saymazlar.
Dürzîler, kendilerini Arap ırkından sayarlar. Dürzîlerin kökeni konusunda en çok yandaş toplamış olan görüş, Dürzîlerin Yemen’deki Aramilerle karışmış olan Araplar oldukları biçimindedir. Bu görüşe göre Dürzîler, büyük bir sel felaketinden sonra Yemen’den ayrılarak kuzeye göç ettiler. İslâmiyet’in yayılması sırasında bu yeni dini benimseyerek, Lübnan’ın dağlık yörelerini yurt edindiler.
Bugün Dünya üzerindeki Dürzi nüfusu 2 ile 3 milyon arasındadır. Suriye, Lübnan, İsrail ve Ürdün sınırlarında bu nüfus dağılmıştır. Suriye nüfusunun %3'ü Dürzidir. Bakınız: internethaber, Sır dolu halk Dürziler! Sapkın denilen inanışları.